13 Temmuz 2015 Pazartesi

BENİM DUAM...

Rüzgarın kokusunu hissediyorum. Rüzgârın kokusu mu olur demeyin hemen. Rüzgarın eşsiz bir kokusu var. Eğer benim gibi kıyısı olan bir kentte geçtiyse çocukluğunuz, Rüzgar biraz yosun kokar, tuz kokar yanınızdan geçen tüm köpekler. Siz içinize çekersiniz ve ne garip seversiniz bu kokuyu. Ne zaman özlesem şimdi oraları, İstanbul’daki bir köpekte ararım ben şehri, bu yüzden ne çok severim onları. Bana bir  şehri hatırlattığı için, bir canlıyı sevmek. Düşünün “Sevmek ne kolay...”






Sevmek…10 yaşındaydım evet, hayır belki de 9;ama 7 olmadığına eminim..O zamandan beri biliyorum. Bizi çok seviyor. Dua etmeye başladığım yıllar. Daha doğrusu ondan bir şeyler istemeye başladığım yıllar. Ne zaman yatağa yatsam yarının heyecanı sarardı küçücük yüreğimi. Yarın ya yazılı vardır, ya annem beni dişçiye götürecektir, yada yerli malı vardır okulda, belki de andımızı ben okuyacaktırım, herkesin karşısında. Her şey güzel olsun diye açıyorum ellerimi, Arapça dualar hemen bitiyor. Türkçe konuşmaya başlıyoruz. Ne çok anlatıyorum, ne komik şeylerle meşgul ediyorum Allah’ı, ne saçma şeyler  istiyorum. Annem gibi yemeği yaptıktan sonra anlat demiyor, babam gibi umursamaz da değil yada ablam gibi çok saçmada bulmuyor beni. Sadece dinliyor ve ben ona anlatırken hep uyuyakalıyorum.. Evet görmüyorum, onu; âmâ  Kalbimde hissediyorum. Hissetmek ne müthiş bir sözcük. Ağlarken elimi hep kalbime götürmemde işte bu yüzden. Orda hissetmek sonra tüm benliğinde, sonra tüm insanlarda onu bulmak Hallacı Mansur gibi.. Evet şimdi görüyorum. Sevdiğim herkeste. Düşünsenize en sevdiğiniz insanlar onlar, varlıklarına şükrettiğiniz insanlar. Canları yansa, hasta olsalar Allah’a koşmuyor musunuz hemen. Doktorlar her zaman, çare değil. Ve ölüm alıyor bazen sevdiklerinizi, toprağa koyup, gitmek üzmüyor mu sizi. Evet belki; âmâ Allah’ın yanında artık deyip teselli bulmuyor musunuz. Evet Allah var ve hep bizimle. Bu gece ona daha yakın olmak her gece ettiğimiz duaları bu gece de etmek. Duyacağını bilmek. Nasıl güzel bir duygu bilmek. İnsanlar sizi duymazken, duyup anlamazken. Emin olmak birinden,Allah’tan..Kul olmak sadece ona. İnanmak ne güzel. Tüm kalbini koymak ortaya ve hiç terkedilmemek. Yaklaştıkça Allah’a daha da içinde hissetmek bu aşkı. Gözleri dolarak sevmek, ama gülerek yazmak tüm bunları ne güzel. İnancı korkunç anlatanlar var, kırıp dökerek din dersi verenler ne yazık. Ama bir aşk bu. Rüzgârda ve bu ara en çok temmuz güneşinde olan. Her yerde Allah’ı görmek. Sadece Kadir gecesinde değil hep onunla yaşamak, bu aşkı. Üzüldüğünde ona koşmak, sevincinde açmak ellerini. Anneanneni ona emanet etmek aşk, onu cennetine almasını istemek. Ve  bu gece herkes için dualar etmek bu aşk.. İşte benim duam :



Dua: Kalbimiz bir damla sevgiyle yeşersin, hep umut edelim hiç vazgeçmeyelim Ne Olur Allah’ım. Sabırlı olalım, adil olalım, kalp kırmayalım, bizden olmayanı önce sevip, sonra anlayıp en son doğru bildiğimizi anlatalım. Ailemize sevdiklerimize değil sadece tüm insanlara bu dualar, hepimize şifa ver, Allah’m..Başarı ver, başarmanın bir şeyler yapabilmenin hazzını ver, güç ver Allah’ım, kimseye muhtaç etmeyecek kadar bir para. Mutluluk ver Allah’ım küçücük şeylerden bile mutlu olabilecek bir kalp. Aile ver Allah’ım ikinci bir aile daha ve hiç terk etmeyecek ve seni sevecek insanlardan eş, dost ve arkadaş ver. Ve tüm günahlarımızı bağışla ve bizi affet. Seni çok seviyoruz. Çok seviyorum…


Sonra, damla niye bu kadar çok seviyorsun? Sevmemek mümkün müJ