16 Aralık 2010 Perşembe

İNADINA ISLANARAK...

Yok yok ben artık bu insanlara dayanamıyorum...Hangi insanlar diyorsunuz biliyorum;ama dedim ya "bu insanlar'a"
Neyse lafı ağzımda dolandırmadan anlatayım,sinirlendim de biraz aklımdan geçenler yazıya dönüşmüyor.Ben en iyisi mi derin bir NEFES alıp yazayım...

_____


Bu gün istanbul da tatlı bir yağmur varken ben ailemle ıslanmak istedim,şişlinin güzelim sokaklarında...Annem ilk defa üşümemden korkmadan atladı bu parlak fikrime...Babamla ablam zaten onaylar her zaman...
Ve biz istanbul'u ezmeye başladık ayaklarımızla...Yağmur saçlarımı ıslatıyordu içimde gereksiz bir huzur...Annem: şemsiyenizi açın...Ne şemsiyesi ıslanmak bu kadar keyifliyken kim ister ki kuru kalmayı? Şeker miyiz biz erir miyiz,erimeyiz alt tarafı hasta olup hapşırırız...
Ki çok yaşa diyecek insanlar varsa yanında ya da sıcak bir çorba pişirecek biri ,hasta olmak hiçte kötü bir fikir değil...
Ablamla ben önden gidiyoruz.Annemle babam arkadan...Yağmur dördümüzle birlikte,mutluluk yağmurdan da ıslak...Sevdiğim şehir,sevdiğim insanlar ve ben yağmurdan değil mutluluktan hapşırdım onlar çok yaşa desin diye...HEP birlikte aile'M hep birlikte...
Ama gelin görün bu insanlar "nazım hikmetin abidin dino'ya yazdığı mısranın cevabını...mutluluğun resmini yani =)  şemsiyeleriyle deldiler...Tablo delik deşik...
Hayret bir şey diyerek geçtim yanlarından bir de cık cık sesimle...Hepsinin mi şemsiyesi kafamı deler,gözümü çıkarır? Kapatın be şemsiyelerinizi diye bağırmak istiyorum;ama tabi ki içimde yankılanıyor sesim...
Islanmanın tadını çıkarın saçlarınız ıslansın,yanağınıza değsin yağmur damlaları,hatta ileri gidin dilinizle tadına bakın yağmurun hayat dudaklarınıza değsin...

___

Islanmadan,üşümeden yaşanır mı? -Yaşanmaz tabi ki ...
Ben yaşayamam...
Hayat sırılsıklamsan anlamlı...Yanağıma değmeli hayat ben kurumak için yaşamalıyım hayatta;ama inadına ıslanarak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder